Dijitalannee

Dijitalannee'nin Annelik Günlüğü ve Paylaşımları

5 Nisan 2018 Perşembe

Hoşçakal Memmee

Emiyor mu? hihieved...

Emiyor, çünkü emsin diye çok uğraştım. Emiyor, çünkü mama tü kakadır. Emiyor, çünkü biberon kötüdür, emzik pistir.

Yukarıda size ne manyak bir lohusa olduğumdan bir kuple sundum 🙋🏻‍♀️ Şimdi sorsanız her birine farklı bir cevap veririm; mama, emzik, biberon.., çünkü tecrübe, okuduklarımızdan, dinlediklerimizden ve doğru sandıklarımızdan daha güçlüdür. Çünkü benim annelik yolum bilinçli annelikten, doğal anneliğe doğru aktı zamanla..

Neyse efendim, Efe bey doğumdan 15 gün sonra meme ile barışmış, çeşitli emzirme çabalarım sonuç vermişti; detaylar için tık tık.
Ee başlarda o kadar emsin diye uğraşmanın sonucu, sonlarda bitsin artık bu memmee bağımlılığı diye devam ediyor. İlk 6 ay sadece anne sütü'nü destekliyorum, ama sonrası kimsenin baskısına, önerisine, yorumuna bakmaksızın annenin mutluluğu ile alakalı. Siz nasıl mutlu olacaksanız o kadar devam edin emzirmeye, ister 10 ay, ister 20 ay ister 30 ay.. Doktorumuz da 1 yaş sonrasında bebelerin memeyi daha çok bağımlılık haline getirdiğini ve kullandığını destekleyince ben artık zamanıdır dedim ve süreci başlattım, neyse ki biz bu süreci sandığım kadar sancılı geçirmedik. Mutlu anne mutlu çocuk dünyanın en mantıklı denklemidir, unutmayın!

Kendimi, 14 aylık bebeyi saat başı emzirirken bulduğum bir dönem ha bugün ha yarın kesicem memeden düşüncelerimi ama diş zamanı nasıl olcak, ya beni eskisi gibi sevmezse, ya aramızdaki bağ koparsa gibi psikopat düşüncelerle ertelerken eeh yeter be deyiverdim bir gün. Yahu daha 1 saat önce memedeydin çocuğum şimdi neden meme diye ağlıyorsun, beni çok sevdiğindense gel sarılıp koklaşalım, aç değilsin susuz değilsin yavrum. Neyse efendim onca okuduğum yazıda salça sürmenin travmatik sonuçları, bebeğe etkilerine beynim bir anda dinleme bu bıkbıkları bak okuduklarının sonucunda kafaları yedin dedi ve odaya çat diye salçalı memeyle giriverdim. Çocuk şok tabi, çocuk iptal, öylece bakakaldı, çevirdi kafasını, döndü totosunu. Aaa dedim ne kolaymış! O gün kollarımda sallayarak uyuttum, zaten sürekli memede uyuyan bir bebe değildi; karnı toksa, uyku saati gelmişse keyfine meme ister yoksa da uyurdu. Öğlen uykuları tamamdı da akşam olunca yine vurdu kafasına, yine sürdüm salçayı, bak meme burada ama uff olmus dedim. Uff uff diye diye içlendi kuzucum, kapattırdı. Gece uyanmaları en büyük sıkıntı tabi, oda karanlık, bebe uykulu, ne anlasın ufftan salçadan. Ağlamalara başlayınca gittim mutfağa sürdüm sirkeyi, geldim. Kararlıydım çünkü, kararlılık en önemlisi yoksa askere gidene kadar yok demez bu danalar. Daha tadına baktıgı gibi kıyamet koptu, umarım hayatı boyunca her sirke kokusunda bu günleri hatırlamaz.

Sirkeden sonra bir daha emmeye yeltenmedi, ama her meme dediğinde bak meme burada annecim diye açıp gösterdim, jijiji sevip kapattı, hiç terslemedim, ne zaman istese gösterdim, sevdi kapattı uyudu. Meme defteri de böylece kapanmış oldu.

Evet bazen çok özlüyorum o oynaşmalarımızı, bazen benden kopmuş gibi hissediyorum ama bağımsızlaşmak onun için de benim için de en iyi sonuç oldu.

Sevgili analar, o nasıl olcak, bu nasıl olcak diye diye kafamızı yiyoruz çünkü annelique, ama azıcık oluruna bırakmak lazım sanki. Sen neleri başarmadın bu serüvende, bunu mu başaramıcaksın!

Sevgiler,
Devamı...

2 Mart 2018 Cuma

Efe 1 Yaşında!

Efe artık 1 yaşında!

1 yaş gerçekten bir kutlamayı hakediyor, en zor 1 seneyi geri bırakmışsınız; uykusuz geceler, doydu mu doymadı mı stresi, ay bugün kaka yapmadı endişesi, diş çıkarma sancılarının bir kısmı atlatılmış, birbirinize alışmaya başlamışsınız; bir nevi aşama atlıyoruz bunu kutlamayalım mı?

İster bir pastayla, ister tüm sevdiklerinizi çağırdığınız büyük bir partiyle, ister evde, ister dışarıda nasıl olursa olsun kutlayın, o heyecan, sevinç bile iyi geliyor ruha.

Ben Efe'nin doğum günü için kalabalık, konsept bir parti yapmak istedim; hem fotoğraflara bakar ileride beraber eğleniriz diye, hem tüm sevdiklerimiz yanımızda olsun diye, hem de böyle işlerle uğraşmayı sevdiğimden.

Konsept olarak "Olaf" seçtim, çünkü Efe doğduğunda karlı bir yılbaşı günüydü, bir yandan sancı çekerken bir yandan hastane odasının camından kar yağışını izliyordum. Biraz yılbaşı, biraz kar, bir de kardan adam fikri ile mavi, beyaz, gümüş renklerden oluşacak 1 yaş partimiz için hazırlıklara başladım.


- Olaf temalı pasta,
- Mavi ve gümüş süslemelerle süslenmiş küçük beyaz yılbaşı ağacı,
- Hediyelik olarak fotoğraflı yeni yıl temalı mavi lolipoplar,
- Yine hediyelik olarak fotoğraflı magnetler,  Efe'nin mini fotoğrafları
- Marshmellow-renkli pipet ve olaf kürdanlarla hazırlanmış dekorlar,
- Olaf temalı fotoğraf çerçevesi,
- Patlamış mısırlar (snow flakes)
- Küçük su şişeleri (melted snow)
- Kadeh dekorlar ve geri kalan her şey için İKEA evimizin her şeyi :)


Detayları merak edenler için;

Kadeh dekor yapımı;

Malzemeler;

- 2 büyük şarap kadehi,
- İç süslemeler (ben çam ağacı, noel baba ve olaf figür kullandım.),
- 2 mini mum(çoklu pakette kokulu olanlardan),
- 2 büyük mum,
- toz şeker (kar için kullandım umarım böceklenmez, toz alçı vs. de kullanabilirsiniz.)
- mukavva karton,
- silikon tabancası,

Yapılışı,

Kadehlerin ağzı ölçüsünde kestiğiniz yuvarlak mukavva kartonun ortasına silikonla küçük kokulu mumu, mumun üzerine ise dilediğiniz figürleri yapıştırın ve kurumasını bekleyin, içerisine beyaz toz (her ne kullanacaksanız) doldurduğunuz kadehin ağzına kuruyan yuvarlak mukavvayı ters çevirip yapıştırın. Ters çevirin, ve işte hazır!



Olaf temalı çerçeve için Pinterest'ten printable bir görsel indirdim ve ozalitçide 70cm*100 cm ölçülerinde baskı yaptırdım. Üzerine kırtasiyeden aldığım 'simli yapışkanlı eva' ile yazıları kesip yapıştırdım.


Lolipoplar, hediyelik magnetler, su şişesi bandı ve patlamış mısır stickerlarının hepsini www.fotomagnet.net adresinden yaptırdım, süper çalışıyorlar, kendi tasarımınızı kendiniz yapıyorsunuz, birkaç günde size ulaşıyor ve yanında sürpriz hediyeler gönderecek kadar da işlerini seviyorlar.

Efe'nin mini fotoğraflarını ise @sosyopix 'den çıkarttırdım, bunun için bir aplikasyonları bile var ve kesinlikle çok tatlı bir ekip.

Süslemeler vs. Metro marketten, particiyiz.com ve partiperisi.com adreslerinden, bir de söylemeden geçemeyeceğim Beylikdüzü Aynalı Çarşı'da bulunan bir parti dükkanından aldım, bu dükkanı gezmeden başka yerden alışveriş yapmayın derim.











Devamı...

27 Aralık 2017 Çarşamba

Nerelerdeydim, bunalımdaydım!

Herkese merhaba,

Epey oldu buralara uğramayalı.

Yazlıktan dönüp ayaklanan bebeyle evde tek kalınca, aşırı koruma içgüdüsü, evdeki küçük kazalar, kendine vakit ayıramama, sürekli kucağımda bir bebeyle yaşama süreci beni biraz dipsiz kuyulara sürükledi. Tam da bu dönemde hiç bir şeyin okuduklarım gibi olmadığını ve okuduklarımı uygulamaya çalıştıkça delirdiğimi farkettim ki bu farkındalık biraz sancılı bir süreç oldu.

Hiç bilmediğin bir şeyle karşı karşıyasın, kolun-bacağın gibi kesip atamayacağın bir canlı ile yaşamaya başlıyorsun, dinlediklerin sana yardımcı olmuyor çünkü okudukların çok başka, başlıyor iç çatışmalar ve başkalarına çatmalar. Kaçsan kaçamıyorsun, kalsan kalamıyorsun yani. Açık ara hayatımın en zor dönemiydi; ne aşk acısı, ne sınav stresi ne çalışma hayatının zorlukları hiç biri bu kadar çaresiz, yalnız ve ne yapacağını bilmez hissettirmedi bana. Mükemmel anne olmaya çalışırken, takıveriyorsun yani huniyi.

Evde duramaz oldum bebeyle, akşamdan çantayı hazırlayıp sabah hava aydınlandığı gibi atıyordum kendimi sokağa. Meğer tam bu dönemin kurtarıcısı çitler, yürüteç ve biraz kendini rahat bırakmakmış, düşebilir, kalkabilir; o an ne yapacağını bilmen yeterli, acıkırsa durmaz zaten ağlar, her gün biraz daha değişiyor dün böyle değildi diye yeme kendi kafanın etini, yürüteç kötü diyenleri bırak, çite hapsetme diyenleri duyma, herkesin anneliği, bildiği, öğrendiği kendine. Annelik işi işte öğrenme hali, yaşamadan bilemiyorsun maalesef.

Mesela bizimki dışarda ya da başka bir evde uyumadığında deliriyordum, gerginliğimi herkese yansıtıyordum, evet ortamı yadırgıyor olabilir, evet o an uyumak istemiyor olabilir ama gözleri kapanıyor, esnemekten ağzı ayrılıyor neden neden neden uyumuyor; artık biliyorum ki evde kendi yatağı hariç bir yerde uyumuyor, kendi evinde başkaları varken de uyumuyor, ikimiz mutlu aşk yuvamızda kendi düzenimizde olalım da uyusun istiyor. Bıraktım artık dışarıda uyusun diye uğraşmıyorum, uyumadı diye delirmiyorum, uyumazsa uyumasın kendi tercihi. Evet uyku hala en büyük sorunumuz, müthiş bir uykuya direnç durumu var sebebini anlamadığım ama bir yerden sonra dayanamıyor zaten, o bir yere kadar delirmemeyi başarırsam kazanan ben oluyorum.

Peki nasıl çıktım bu buhrandan? Evi artık ona göre düzenledim, ortalıkta ne varsa kaldırdım, sadece ana mobilyalar kaldı, oyuncakları çitin içinde ve uykusu yok karnı tok ise orada biliyor ki oyun oynayarak vakit geçirebilir ben de o sırada kendi işlerimi hallediyorum. Etraftaki eşyaları kaldırıp kaldrımamak size kalmış, Efe meraklı bir bebek, her şeyi ellemek, dokunmak istiyor, detaycı bir de en küçük şeyleri bile görüp isteyebiliyor, hayır diyip inatlaşmak yerine ben bu yolu seçtim.
Büyüyor tabi bir de, acıktığını belli ediyor artık, uykusu geldiğinde huysuzlanıyor, bir şey istediğinde gösteriyor, oyun oynadığımızda mutlu oluyor, evde bir şey vardı artık biri var diyorum, bu iletişimde olma hali bana iyi geldi, artık sadece karnını doyur, bezini değiştir, oyna, uyut değil; kendi kendime konuşmuyorum artık evin içinde, tepkiler veren biriyle konuşuyorum; 1 yaş çok güzel gelsenize.


Devamı...

20 Temmuz 2017 Perşembe

Ek Gıda'ya Başlarken...

6. Ay bitti yaşasın ek gıda geldi derken bir bakıyoruz ki  bebek bakım onarım konusunda her şey olduğu gibi bu konuda tartışmalı 🤔 kimi diyor onu ver, kimi diyor bunu şimdi verme, kimi diyor kahvaltıyla başla, kimi diyor havuç patates.. Ee biz bu bebelere neyi, ne zaman, nasıl vereceğiz? Önce doktorunuz, sonra bebeğiniz buna karar verecektir 👩🏻‍⚕️👨🏻‍⚕️ Eğer erken ek gıdaya geçmek zorunda kalmamışsanız 6. Ay kontrolünden sonra doktorunuzun yönlendirmesi ile genel olarak patates - havuç ikilisi ile yola çıkıyorsunuz demektir 🥔🥕

Efe'nin alerjik bir bünyesi olduğu için biz bu ikiliyle bile değil sadece havuç ile yola çıktık aslında. Sonrasında patates ve sırasıyla mevsim sebzeleri eklendi pürelerimize. 7. günde 1 çay kaşığı halis zeytinyağı da koymaya başladım, sonrasında irmik ile daha doyurucu hale getirdim püreleri. Şuan için yoğurt, kefir, devam sütü ve süt yağı, süt proteini içeren mamalar ya da ürünler kullanamıyorum. Daha çok sebze, meyve, tahıl kullanarak çeşitlendirmeye çalışıyorum öğünleri. Alerjik besinleri daha dikkatli ekliyorum, 3 gün kuralını uyguluyorum. Sizler için de ek gıdaya başlarken dikkat edilmesi gereken önemli notları aşağıda listeledim;


- 3 Gün kuralını uygulayın;

3 gün kuralı nedir derseniz;

🥄 1. Gün 2 kaşık,
🥄🥄 2. Gün 4 kaşık, 
🥄🥄🥄 3. Gün 6 kaşık şeklinde vererek herhangi bir reaksiyon gözlemlemezseniz arttırarak devam edebiliyorsunuz.

- 1 yaşına kadar bal ve inek sütü vermiyoruz. Neden mi?

" Bal, son derece doğal ve besleyici bir besin olmasına rağmen bebeğiniz 12 aylık olanak kadar ona bal vermemenizde fayda var. Balın içinde Clostridium botulinum adlı bir tür spor var. Bu da küçük yaştaki bebeklerde botülizm adlı bir tür gıda zehirlenmesine neden olabiliyor. Hatta bu zehirlenme kimi zamanlarda öldürücü boyutlara uzanabiliyor.

Bu sporlar yetişkinlerde ve bir yaşın üzerindeki çocuklarda etkili olmuyor. Çünkü artık bağırsak yapıları bu sporları alt edecek kadar güçleniyor. Bir yetişkinin bağırsağında bu sporları alt edebilecek kadar asit var. Bebekler de bu seviyeye en erken bir yaşında gelebiliyorlar.
Uzmanlar balın bir yaşın altındaki bebeklere hiçbir şekilde verilmemesi gerektiğine dikkat çekiyor. Bazı anneler su ile karıştırmak ya da mamasının içine katmak istiyor. Siz siz olun bu konuda risk almayın. Küçük gurmenize bal vermek için bir yaşına girmesini bekleyin. Ve balı vermeden önce mutlaka doktorunuza danışın. "

İnek Sütü : " Doğru bilinen her şey her gün değişiyor. Süt de bunlardan nasibini aldı. Uzmanlar artık bir yaşına kadar çocuğunuza inek sütü vermemenizi öneriyor. Bir yaşından sonra da inek sütü miktarını sınırlı tutmak gerekiyor. Neden mi?

● Bebeklerin sindirim sistemleri bir yaşına kadar tam olarak gelişmiyor. Bebekler inek sütündeki proteini sindirmekte zorlanıyor.
● İnek sütünde sodyum, potasyum gibi maddeler çok fazla var. Bunlar bebeklerin karaciğerini yorabiliyor.
● İnek sütü, demir, E vitamini, çinko gibi bebeklerin büyümesinde çok önemli olan vitamin ve mineraller açısından çok zayıf. Bir bebeğe bir yaşından önce inek sütü vermek demir eksikliğine hatta bazen bağırsaklarda kanamaya neden olabiliyor.
● Bebeğiniz bir yaşına geldikten sonra güvenle süt verebilirsiniz. Kalsiyum, potasyum ve A vitamininin önemli bir kaynağı olan süt, çocuğunuzun kemik ve diş gelişimine önemli katkı sağlayacaktır. "  (referans bilgiler; buradan)

Bu noktada benim en çok kafama takılan konu, inek sütü veremiyoruz peki yoğurdu, kefiri vs. nasıl verebiliyoruz olmuştu, cevabını Instagram'da severek takip ettiğim 2anne1mutfak ekibinin Akasya Ana ile olan videosundan öğrendim. ( buradan izleyebilirsiniz.)

- 2 yaşına kadar bakla vermiyoruz; sebebi favizm hastalığı (buradan da okuyabilirsiniz.)

- Hangi ayda ne verilmesi gerektiğine dikkat ediyoruz; bu konuda en faydalı yazıyı buradan okuyabilirsiniz.

- Ben şahsi olarak, un-tuz-şeker-pirinç vermek istemiyorum, tamamen sizin tercihinize kalmış ama ne kadar süre bu işlenmiş beyazlardan uzak tutarsak o kadar iyidir. Pirinç ve un kalorisi bol faydası az besinler, pirinç yerine diğer tahılları, beyaz un yerine tam tahıllı unları kullanabilirsiniz. "Yoğurdun içine şeker at gazını alsın" diyen büyüklerinize güzel bir dille "o eskidendi" diyip geçin boşuna şeker yüklemeyin bebelere, ihtiyacı olan şekeri zaten meyvelerden alacaktır. Biz tuzsuz yemek yiyemiyoruz, bebeğim de yiyemez diye düşünmeyin, çünkü biz tuzlu yemeye alıştığımızdan şuan tuzsuz yiyemiyoruz, bırakın gereksiz yere tuzla şişirmeyin bebekleri. 


- Kavanoz mama, paket gıda, kutu yoğurt - labne tüketimine de ne kadar geç yaşta başlanırsa o kadar iyidir. Raf sürelerinin uzun olması için tüm bu ürünler farklı işlemlerden geçiyor, içerilerine katkı maddeleri katılıyor. Ev yapımı yoğurt iki günde ekşirken, paket yoğurtların 2 hafta ekşimemesi sizi düşündürmüyorsa zaten ne demek istediğimi anlamayacaksınızdır.


-- Yoğurdu, kefiri evde kendiniz hazırlayabilirsiniz, ya da sizin için hazırlayıp satan yerlerden satın alabilirsiniz, 

-- Sebze & meyve pürelerini; buharda pişirip/cam rendede kendiniz hazırlayabilirsiniz, 2 gün buzdolabında saklayabilir böylece dışarı çıkmanız gerektiğinde yanınıza alabilirsiniz.



Evet; emek istiyor, sabır istiyor, uğraşmak gerekiyor, bu çocuklar bir şekilde büyüyecek bu kadar kasmaya gerek yok da diyebilirsiniz, ya da neyi nasıl ne zaman vermeli diye kafa yoranlardan, araştıranlardan olabilirsiniz; ben ikinci türden bir anne olarak benim gibilere faydası olması adına paylaşımlar yapıyorum, umarım faydası olur.

Sevgiler,

- Dijitalannee -
Devamı...

18 Temmuz 2017 Salı

Merhaba EK GIDA ; İhtiyaç Listesi

Heyecanla beklediğim günler geldi... Ek gıdaya başlıyoruz! diye bir ay önce yazmaya başladığım yazıyı ancak tamamlayabildim, çünkü bu süreçte bazı alerjik durumlar yaşadık, 6. Ay yazısında da bahsettiğim.

Heyecanla bekledim, çünkü her yeni tat yeni bir keşif, yeni bir deneyim, yeni bir paylaşım bizim için. Limon tadınca suratı nasıl bir hal alacak, brokoliyi sevecek mi, ev yoğurdu yapmayı öğrenmem lazım, sebze çorbasına ne koyacağım, benim gibi yemek ayırmayacak mı yoksa babası gibi seçici mi olacak? Tüm bunlar ek gıda ile hayatımıza giriyor. Tabi beraberinde araştırılacak yeni yeni başlıklar.

Ek gıda ile ilgili unutmamak gereken en önemli şey; ek gıda demek bebeğiniz artık her şeyi yiyecek ve anne sütü ya da formül süt içmeyecek demek değildir. Anne sütü ya da formül süt her zaman ana besin kaynağıdır bebek için, sadece ilk altı aydan sonraki süreçte (erken ek gıda dönemine geçmek zorunda kalmadıysanız) bebeğin diğer besinleri de direkt almaya ihtiyacı vardır. Ek gıda tat duyusunun gelişiminin başladığı dönemde bebeğin diğer tatlara alışması, anne sütüne ya da formül süte ek alabileceği diğer faydalı besinleri alması, çiğneme, yutma gibi yaşamsal faaliyetleri öğrenip geliştirmesi içindir.

Ek gıdaya geçerken ilk yapmamız gereken tabi ki ihtiyacımız olan malzemeleri almak. Aşağıda kendi yaptığım ek gıda alışverişinden örnek bir liste hazırladım, siz de zamanla eksikleri ya da gereksizleri deneyimleyerek listeyi azaltabilir ya da arttırabilirsiniz.

Ek gıda ihtiyaç listesi;

- Mama sandalyesi; Kullanıcı yorumları aşırı memnuniyet içerdiğinden İKEA - Antilop aldık önce, ancak bebeğin 6. ayda arkaya yaslanarak oturamaması, kendini öne atması ve bu mama sandalyesinde omuzdan emniyet kemeri bulunmaması sebebiyle aldığımız gibi bagajda gittiğimiz yere taşınmak üzere yedeklere ayrıldı, bazen Antilop'tan memnun olmayan tek kişi benmişim gibi hissetmiyor değilim :) Evde kullanmak için ise tercihimizi Joie - Mimzy'den yana kullandık;, neden mi?

 - Konforlu,
 - Güvenli,
 - Kademeli olarak masa seviyesine göre yükselip - alçalabilir,
 - Üst tepsisi yıkanabilir,
 - Ayak uzatma aparatı ayarlanabilir,
 - Katlanabilir olması gibi sebeplerle kesinlikle çok kullanışlı  ve rahat (fiyat-kalite endeksine bakacak olursak tabiki Antilop'tan çok çok daha iyi, tavsiyedir.)

- Avent Wasabi Buharlı Pişirici & Blender; Yeni nesil anneler için aşırı kullanışlı olduğunu düşünüyorum. Sebze-meyve-et-tavuk-bakliyat gibi her türden gıdayı önce buharda pişirip sonrasında blendardan geçirebiliyorsunuz, ister püre halinde ister pütürlü bırakabilirsiniz. Hangi besin için kaç ml su kullanmanız gerektiği ve buna bağlı olarak kaç dakika buharda pişireceğiniz belli. İçinde bulunan yemek kitapçığı da bebeğim kaçıncı ayında ne yesin diyenler için faydalı :)

- Tabak-Kaşık-Çatal Seti

- Yedek Kaşıklar; Ben farklı birkaç kaşık aldım, en önemlisi bence başlangıçta kaşığın çok derin olmaması gerekiyor. Derin olan kaşıklar ilerleyen aylarda daha çok yesin doysun için gerekli.



- Çatal - Kaşık Saklama Kutusu; Bebeğinizle dışarı çıktığınızda hijyen açısından kullanışlı olacaktır.

- Saklama kabı; 2-3 tatlı kaşığı patates-havuç hazırlamak çok da mümkün olmuyor, elbet artıyor o çorbalar, ertesi gün yedirmek için buzdolabında bu kaplarla saklayabiliyorsunuz.

- Mama Termosu; Sebze çorbası ya da meyve püresini sıcak ya da soğuk muhafaza ederek gittiğiniz yere yanınızda götürebilirsiniz.


- Cam Rende; Ek gıdaya geçişin vazgeçilmezlerinden :)

- Meyve - Sebze Filesi; Bebeğinize vereceğiniz tatları önce kendi tatması adına kullanışlı bir ürün.



- Silikon Meyve süzgeci; File mi silikon süzgeç mi derseniz kesinlikle silikon süzgeç derim. Silikon süzgeç içerisine meyve püresini doldurup bebeğinize sunabilirsiniz, üzerinde bulunan delikler sayesinde daha çok tadına varacaktır. Filede ise sadece meyvenin emerek suyunu alabiliyor. Başlangıçta besinlerin tadını tanıması ve bunu kendi başına yapabilmesi için bence kullanışlı ürünler.

- Damlatmaz suluk (+6m)

- Silikon Önlük; OiOi olanından aldım ben de, kumaş olmaması silinebilir olması ve dökülenlerin içinde toplanması kolaylık sağlıyor.

- Kollu Önlük; BLW için en büyük yardımcı :)

Extra tavsiyeler;

- Deterjan; bebek ürünü olan kimyasal, renklendirici vs. içermeyen doğal içerikli deterjan.

- Kesme tahtası; evde kullandığınız, üzerinde et tavuk kestiğiniz kesme tahtasını kullanmak istemezseniz sadece bebeğinize özel kullanım için,

- Sünger ya da fırça; yine evde kendi kullandıklarınızı bebeğinizin malzemelerini yıkarken kullanmak istemezseniz diye ki zaten bu ürünlerin durdukça ne kadar çok bakteri ürettiğini bilmeyenimiz yok.

Şimdilik böyle, ilerleyen zamanlarda belki güncelleme gelebilir.

Bebişlere iştahlı günler, annelere bol sabırlar :)


-Dijitalannee-




Devamı...

16 Temmuz 2017 Pazar

Hoşçakal 6. Ay

Birazcık ara verdim yazılara çünkü Efe'nin kakasında mukus ve kan olduğunu farketmemizle beraber Haziran ayını doktorlar, tahliller, hastaneler şeklinde geçirdik. Tahlil sonuçlarına göre bir şey çıkmadı, ama benim kendi gözlemlerime göre ben ne zaman süt içsem Efe anne sütü aldığı için kakasında kan olduğunu farkettim. 1 hafta arayla bunu denedim ve bu sonuca vardım, doktoruna kakasının fotoğraflarını gösterdiğimde kendisi de süt alerjisi olabileceğini söyledi, ben yediklerimden süt ve süt ürünlerini çıkardım, kan devam ederse alerji doktoruna gidecektik ancak kanama kesildi, ilerleyen zamanlarda gideceğiz tabi ama şuan aşılardı, diş sıkıntısıydı, ek gıdaydı derken zaten zor bir dönemden geçiyoruz bir de çocuğumun kanını almak için kolunu morartan hemşirelerle uğraşmak istemiyorum açıkçası, 7. ay kontrolüne kadar bekleyeceğim en azından..

...

6. Ay bitti ve anladım ki macera yeni başlıyor. 6. Ay ciddi bir dönüm noktası, tıpkı 3. Ay gibi. Bebek bu her gün değişir diyorlar, doğru, ama asıl büyük değişimler 3 ayda bir oluyor, ve evet 6. ay bitince anladım ki artık yeni bir dönem başlıyor...

Hamilelik 'trimester' dediğimiz 3er aylık periyotlardan oluşuyor. İlk 3 ay 1. Trimester, ikinci 3 ay 2. Trimester ve son 3 ay 3. Trimester, durun daha bitmedi! Bir de bunun doğumdan sonraki 4. Trimesterı var-mış! Bebeğin dünyaya, annenin bebeğe, her şeyin ve herkesin birbirine adaptasyonu süreci. Bu süreci atlatmanızla beraber yani 3. ayı bitirmenizle birlikte, artık bebeğiniz etrafa ilgi duymaya başlıyor, kafasını tutabiliyor, belki meme emmek istemiyor, belki yeni alışkanlıklar ediniyor, kaka düzeni & uyku düzeni bile bu aydan sonra değişebiliyor, ya da yeni bir düzene girebiliyor.

6. Ay ise her şeyin biraz üst üste geldiği bir dönem; aşılar, diş sıkıntıları, ek gıdaya geçiş, büyüme atakları, uykuya direnç gösterme, kendini keşfetme, emekleme çabaları derken derdini anlamak daha da zorlaşıyor. Biz 6. ay aşılarını yaptırdık, ek gıdaya başladık, diş sıkıntısı yaşıyoruz, Efe artık yerlerde sürünüyor, halıları kemirmeye çalışıyor; yani tam bir merhaba 6. ay durumundayız, eyvah bizim oğlan büyüyor! Huzursuz, huysuz, uykuya direnen, hiç ağlamazken arada bağıran, ağlayan bir bebek haline geldi Efe. Ek gıdada aldıkları bazen buna sebep oluyor, bazen uykuya direnç göstermesiyle beraber oluşan uykusuzluk hali, ama çoğunlukla üst dişlerin yolda olması. Alt dişleri hiç anlamadım nasıl geldi ama üst dişlerin çıkışı bir diş buğdayı partisini haketti bence :)



Anlayacağınız bu çocuk huzursuz ama neden huzursuz, bu çocuk uyumuyor ama neden uyumuyor, bu çocuk ağlıyor ama neden ağlıyor günleri yeniden hortladı, tıpkı ilk günlerde ki gibi. Tam artık derdini anlıyorum, derdini anladığım için ağlamıyor derken, dertlere yeni dertler eklenince ana çaresiz, bebe çaresiz durumları. Neyse bugünlerde geçecek elbet, şimdilik 1. level successfully completed, 2. level zorluyor.

Sevgiler,

- Dijitalannee -
Devamı...

25 Mayıs 2017 Perşembe

Merhaba Minik Diş, Sana da Merhaba Meme Reddi

İlk diş patladı, ama sorun nasıl patladı?

Efe'de çıkan döküntülerden bakla yazısında bahsetmiştim. Tüm yüzü, bacakları, kolları, vücudu kızarmıştı. Önce döküntü şeklinde çıkmış, sonra kızarıklık halini almıştı. Farklı doktorlara götürdük; besin alerjisinden, inek sütü alerjisinden, bahar alerjisinden, isilik olmasından şüphelenenler oldu. Bir tanesi bitkisel bir krem verdi, bir de kaka testi yaptırmamızı istedi. Ancak bunların hiç biri sebebi ya da nasıl geçeceği konusunda bizi tatmin etmedi. Bu döküntülerle aynı zamanda ishal de başlamıştı. Daha önce günde 1 kere hatta bazen 3 günde 1 kaka yaparken her gün her gaz çıkarmada bez kirletmeye başladı, çok zaman bodysini değiştirmek zorunda bile kaldık. Biz de bu döküntüler ve ishali birleştirince inek sütü alerjisi üzerinde daha çok durduk. Ben inek sütü içeren ürünleri daha az tüketmeye başladım. Ancak kaka testi sonucunda böyle bir bulguya rastlanmadı.

Tüm bu değişimler rota aşısından sonra ortaya çıkınca, aşıdan dolayı olduğunu bile düşündüm, ikinci dozu yaptırıp yaptırmamak konusunda kafam karıştı.

Bu kızarıklar kullandığımız kremden sonra, günler içinde kendi kendine kaybolmaya başladı. Kakası tekrar eski düzenine girdi. Ve bir gece emzirirken göğsümün lohusalık dönemindeki kadar acımasıyla tüm bunların sebebi ortaya çıktı! Merhaba minik diş!

Evet, Efe'nin ilk dişi 5 aylık olmasına 10 gün kala geldi.

İlk dişlerin çıkması genellikle bebeklerde 7.-9. ay olarak belirtiliyor. Bazen erken de olabiliyor bizde olduğu gibi, hatta annenin kalsiyum tüketimine bağlı olarak dişli doğan bebeklere de rastlamak mümkün. Aslında, diş sürmesi aylar alan bir süreç, 3. ayda bebekte belirtiler gözlenmeye başlıyor; damakların şişmesine paralel olarak başlayan oral dönem (her şeyi ağıza götürme dönemi), huzursuzlanmalar, salya akıtma ve bebekten bebeğe değişen diğer belirtiler gibi. Dişin patladıktan sonra tam anlamıyla çıkması ise yaklaşık 1 ayı buluyor. Her bebekte aynı olmamakla beraber, en sancılı, ağrılı dönem dişin damağı patlatarak çıkması dönemi olduğu söyleniyor.


Kaçıncı ayda çıkarsa çıksın elbet çıkacak, nasıl çıktığı önemli. Biz bu süreci çok sakin ve güzel atlattık, biraz Efe'nin metanetli oluşu, acı ve ağrı eşiğinin yüksek oluşuna bağlıyorum (aşılarda, sünnette gözlemlediğimiz kadarıyla). Biraz benim sakin kalıp, panik bir anne olmayışım (bebeğin enerjiyi direkt anneden aldığına çok inanıyorum). Belki de kullandığımız kehribar kolyeden; doğada kehribarın yeri, faydaları araştırmalarından sonra inandım ben etkili olabileceğine ancak piyasada satış amaçlı çok fazla sahte kehribar aksesuarı bulunmakta, ben sertifikalı ürün sattıkları için Instagram'da gördüğüm Tots&More sayfasından aldım. Kolye almamın sebebi vücutta hangi bölgeye yakınsa oraya etki ettiğini okumuştum, dişler için de en faydalısı kolye olacaktı. ( Buradan sayfaya ulaşabilirsiniz. )

Aslında diş belirtileri bizde de 3. aydan başladı diyebiliriz. Vücudunda döküntüler, ishal, huzursuzlanmalar, gülerek uykudan uyanırken bu uyanmaların ağlamalara dönmesi, her tuttuğunu ağza götürme isteği, diş etlerinin şişmesi ve 4. ayda başlayan MEME REDDİ!


Sana da Merhaba MEME REDDİ

Daha önceki yazılarımda okuduysanız eğer Efe'nin tam bir meme bağımlısı olduğunu biliyorsunuz artık. Ağlasa memede, gülse memede, dursa memede, durmasa memede olan çocuğum memedeyken kafasını geri çevirmelere, itmelere, bağırmalara başladı bir anda. Büyüme atağı mıdır dedim, etrafa ilgisi arttı ondan mıdır dedim. Tabi ki bunlar da meme reddinin diğer sebepleri. Ancak belli ki bir sebebi de şişen diş etleri ve dişmiş.

Sizin bebeğinizde de meme reddi başladıysa (yenidoğan döneminden bahsetmiyorum), öncelikle sakin olun! Sebeplerini öğrenmeye çalışın, istemediğinde zorlamayın, o an için kapatın, sonra tekrar deneyin. Hemen 'artık emmek istemiyor' diye karamsarlığa hiç kapılmayın. Sebepler elbette bebekten bebeğe değişebilir ancak, sebep minik bir diş de olabilir. Diş döneminde bebişlere anlayışlı ve sevecen yaklaşmak en önemlisi. Zor bir süreç, hepimize bol sabırlar diliyorum.

Çok sevgiler,

-Dijitalannee-

Devamı...

© Dijitalannee , AllRightsReserved.

Designed by ScreenWritersArena