"Kaç kilo aldın hamileliğinde?"
"Göbeğine bakılırsa çocuğu içeride bırakmışlar."
"Bunlar iyi günlerin, yürümeye başlayınca ararsın bu günleri."
"Kardeşsiz olmaz, arayı çok açmayın."
"Bu çocuk aç, aç!"
"Bir kat daha giydir, hasta olur annesi."
"Hep uyuyacak değil ya."
"Emziriyor musun, aman biberon verme!"

Ben hamilelik, lohusalık, annelik serüvenini askerliğe çok benzetiyorum. Askere gitmiş gelmiş olanlar, henüz gitmemiş olanları kendi hikayeleriyle strese sokarlar ya hani; o adam zaten ailesinden - sevdiklerinden ayrı kalacak, neler yaşayacağını bilmediği bir şehre gidecek, döndüğünde her şey bıraktığı gibi olacak mı gibi sebeplerle yeteri kadar stresli değilmiş gibi.
Evet, lohusalık yeni hayatımızın alışma dönemi; annelik kavramının getirdiklerine - götürdüklerine alışmak, bir insanın hayat boyu sorumluluğu düşüncesine alışmak, evde artık +1 olduğumuz gerçeğine alışmak, çocuktan önce çocuktan sonra değişen hayata alışmak, acılara alışmak (doğum, emzirme, ve hayat boyu endişe), hamilelikten kalma kilolu halimizle yaşamaya alışmak, sıfır makyaj, anne topuzu, lohusa sabahlığı ve hep yarı açık olan emzirme sütyeniyle aynadaki yeni görüntümüze alışmak...
Doğumdan sonra lohusalığı hepimiz yaşadık, biliyoruz. Önemli olan bu dönemi hangimizin nasıl atlattığı. İnsan her şeye bir şekilde alışıyor elbet, ancak alışmanın süresi ve sancısı kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Kimi değişimi kabullenir, fark eder, değişir ve dönüşmeye başlar. Kimi önce reddeder, inkar eder, sonra kabul eder. Kimi hiç kabul etmez, edemez.

Kendinizi yakın hissettiğiniz insanlarla konuşun; içinde bulunduğunuz durumu anlatın, ne kadar rahatladığınızı göreceksiniz. Şikayet edin, söylenin; uykusuzluktan dert yanın, bu çocuk hep ağlıyor, ne zaman bitecek diye sorun, bunları konuşmak sizi kötü anne yapmaz, aksine rahatlatır.
Her şeye yetişmeye çalışmayın, zaten yetişemezsiniz. Evet, dünyaya bir insan getirmek ve onu beslemek gibi süper güçlerimiz var, ama gaza gelmeyin, biz de insanız sonuçta.
Eğer lohusa bir tanıdığınız varsa; 'nasılsın?' diye sorun, 'yapılacak bir şey var mı?' diye sorarak yardım teklif edin, 'evi toplamana gerek yok, ben geliyorum' diye arayın, destek olmaya gidin, yemek yapıp götürün. Ama şunları yapmayın; 'Çocuk doğurdun, resmen çöktün.' demeyin. 'ben çocuğa bakayım da sen işlerini hallet!' demeyin, belki banyoya girmesi için bunu yapabilirsiniz. 'Geceleri uyuyor mu?', 'Niye ağladığını anlayabiliyor musun?', 'Gazını nasıl çıkarıyorsun?', 'Çok mu zor yaa?' diye sormayın. Efendim, kısacası yaramıza tuzla gelmeyin!

Bu yazıyı okuyan yeni anne yeni lohusa, bu yazı sana yakın zamanda yeni anne olmuş eski lohusa'dan; 'merak etme hepsi geçecek.' deseler de inanamadığını biliyorum, ama gerçekten hepsi geçiyor! (durumu en iyi anlatan, en sevdiğim caps'i de sizin için yan tarafa bırakıyorum, Britney Spears'a selamlar!)
Çok sevgiler,
-Dijitalannee-
0 yorum:
Yorum Gönder